Psikolium

Loading

Çalışan Anne Psikolojisi

ÇALIŞAN ANNE PSİKOLOJİSİ

Çocukların 0-3 yaş arası dönemde eğitim kurumuna gönderilmesi, okul öncesi eğitim sürecinin çok erken başlaması, çocuğun anne ve ev ortamına olan ihtiyacının giderilmesine engel teşkil ettiği için uygun görülmemektedir. Eğer imkanlar müsait ise annenin 0-3 yaş döneminde çalışmayarak çocuğun bakımını üstlenmesi en ideal olandır. Eğer annenin çalışma zorunluluğu varsa büyükanne veya bir yakınının denetimine bırakılması, çocuğun ruhsal gelişimi açısından faydalı olacaktır. Bu imkânın olmaması durumunda ise bakıcı tercih edilmelidir. 3 yaş sonrasında yarım gün ile başlanılarak çocuğu bir eğitim kurumuna göndermek çocuğun bilişsel ve psiko-motor gelişimi açısından çok faydalıdır.

Çalışan annelerin, çocuk dünyaya getirdikten sonra zamanını doğru bir şekilde planlaması, çocuğa yeterli vakit ayırma problemini ortadan kaldıracaktır. Önemli olan geçirilen zamanın, az da olsa işlevsel olmasıdır. Yani nicelik değil, nitelik önemlidir.

Çalışan annelerin çocuklarına karşı olan, "Acaba ona yeterince vakit ayırabiliyor muyum?" vicdani sorgusu zihinlerini meşgul eden en önemli sorudur.

Çalışan annelerin 3 noktada rahatsızlıkları vardır;

•          Çocuğa yeterince vakit ayırabiliyor muyum?

•          Çocuğumla ayrı geçirdiğim zamanı nasıl telafi etmeliyim?

•          Eve dönüşte yaşanan ev işi telaşının yarattığı gerginlik çocuğuma nasıl yansır.

Anne, işten eve döndüğünde çocuğuna özel bir zaman ayırıp, bu zamanı verimli bir şekilde geçirdiği sürece çocuk yeterli doyuma ulaşır. Anne, çocuğun yaşına ve cinsiyetine uygun olan faaliyetler belirleyerek iş sonrası evde hayata geçirmedir. En önemli tehlike, annenin suçluluk duygusuyla çocuğa veremediği zamanı maddi imkanlarla kapatmaya çalışmasıdır. Her akşam oyuncakla, çikolatayla eve gelmek, çocuğa pahalı hediyeler almak, fazla harçlık vermek bunlardan birkaçıdır. Aynı suçluluk duygusu ile çocuğa karşı aşırı toleranslı davranmak, onu kuralsız yetiştirmek, şımartmak da yine çocuğa zarar veren davranışlardır. Çocukların hepsi birinci olarak anne babasından sevgi ve ilgi ister. Maddi ödüller çocuk için ilk etapta caziptir, çocuk bunlardan mutlu olur ancak bu duygu gelip geçicidir. Çok istediği pahalı bir oyuncak bile alındıktan sonra birkaç saat içinde tüm cazibesini yitirir çocuğun gözünde. Ancak anne babasının ilgisi ve sevgisinin önemi hiç kaybolmaz. Her türlü imkanla donatılmış olan çocukların anne baba yoksunluğu duygusu telafi edilemez. Bu çocuklar ilgisizlikten şikayet ederler.

"Anne/baba artık beni sevme hoşuma gitmiyor, sevilmekten sıkıldım." diyen bir çocukla karşılaşanınız var mı?

Çocuğu, maddi imkanlarla doyurmaya çalışmak onu mutlu etmez, aksine doyumsuz kılar. Doyumsuzluk duygusu da kişiyi mutsuz eder. Hiçbir şeyden zevk almamaya iter. Çocuk, anne ile ten teması ister, annesi tarafından kucaklanmak ister, sevgi ve değer görmek ister. Çocuğuna özel zaman ayıran, onu seven anne, onun duygu açlığını doyurur. Çalışan anne, çocuğuyla ortak etkinliklerde bulunduğu, onunla birlikte vakit geçirdiği, oyun oynadığı; onu sevdiği, değer verdiği sürece onun duygu açlığını giderecektir.

Bazı anneler meslek sahibi olduğu halde doğumdan sonra mesleğini bırakır. Ancak bu durumdan hoşnut değilse eğer bu de çocuğa olumsuz yansıyabilir. Böyle bir psikolojide olan anne bu duyguyu davranışlarına yansır. Mesleğini yapamıyor olmanın sıkıntısı, rutin ev işleri, annenin zaman zaman gergin dakikalar yaşamasına neden olabilmektedir. Gerilen anne, istemeden de olsa çocuğuna yönelik sonradan pişman olacağı türden olumsuz davranışlarda bulunabilmektedir.

Çalışan annenin zamanı doğru planlayıp, çocuğuyla verimli zaman geçirmesi, çalışmayan anneye oranla çocuğuyla daha iyi iletişimde bulunabilmesi anlamına gelir.

Önemli olan, çocukla geçirilen vaktin çocuğun duygu dünyasını doldurur nitelikte olmasıdır. Sabahtan akşama kadar çocuğunun yanında olup, onunla hiçbir şey paylaşmayan anne sayısı o kadar fazla ki, bu durum çocuk açısından daha acıdır. Bu tutum, daha fazla değersizlik duygusu hissettirir ona.

Çocukla doğru iletişim kurmak, az zaman diliminde doğru dili kullanarak çocuğun ruh dünyasına girmeyi başarmak demektir.

 Anneden beklenen davranış, çocuğuyla sevgi, şefkat ve güven temeline dayalı bir diyalog kurmasıdır.

Uzman Klinik Psikolog Nuray Baştan AYDIN

Whatsapp Danışma
Web Tasarım | Eskişehir Web Tasarım